Tüm bu gelişmeler ile sürekli hızlanarak gelişen yapay zeka 1997 yılında dünya satranç şampiyonu büyük usta Garry Kasparov’u yenen Deep Blue isimli bilgisayar ile ilk önemli başarısını gerçekleştirdi. Deep Blue satranç tahtasındaki parçaları belirleyip, hamle tahminlerinde bulunabiliyordu ve buna göre en uygun hamleyi yapıyordu.
Şimdi ise sağlık, ulaşım, eğitim, savunma sanayi gibi birçok alanda yapay zekanın kullanımına şahit oluyoruz. Yapay zeka bazen telefonlarımızda bizlere hava durumunu veya gitmemiz yolu gösteren asistanlarımız bazen ise güvenlik noktalarında tehlikeli durumları yetkili personele ileten bir yardımcı olarak yaşamımızın bir parçası haline geldi.
Yapay zekanın hayatımızla bu derece içli dışlı olması, ona karşı olumsuz bakış açısında insan sayısını da arttırıyor. İnsanlar yapay zekanın gelecekte büyük bir işsizlik durumuna sebep olacağını düşünüyor. Bir grup insan ise yapay zekanın insanlık adına felakete neden olacağına inanıyor. Günümüzde hala yapay zekanın sınırları insanlar tarafından çizilmektedir. Yani bizim yazdığımız kodların dışına çıkamıyor ve kendi kodunu düzenleyemiyor. Dolayısıyla bugün elimizdeki bilgisayar donanım teknolojisi ile bu korkunun gerçeğe dönüşmesi imkansıza yakın bir durumdur. Ancak kuantum bilgisayarları ile gelecekte kendi davranışlarını oluşturan yapay zeka sistemleri olup olmayacağını ancak zamanla görebileceğiz.
Tüm bu olumsuz düşüncelerin bir kaynağı da yapay zekanın sanat, edebiyat dünyasındaki insanları da etkilemiş olmasıdır. “Westworld” ve “Ex-machine” gibi filmler yapay zekaya olan olumsuz bakış açısından etkilenmiş ve bu bakış açısını da güçlenmiştir. Ancak Dan Brown’ın kaleme aldığı ‘Başlangıç’ kitabı gibi yapay zekanın her daim insanın hayat kalitesini arttırma ve insana yardımcı olma amacı taşıdığını destekleyen de birçok eser görebiliriz.
Ünlü fütüristler yapay zekanın sonsuza kadar insanların yanında yer alacağını ve bu endişelerin yersiz olduğunu belirtiyor. İşsizlik iddiasına karşı ise son yıllarda gelişen akıllı telefon sektörü sonrası istihdam sağlanmış milyonlarca insanı örnek göstererek, her gelişmenin yeni işler getireceği fikrini belirtiyorlar.
Günümüz teknolojisinde yapay zekalar verilen girdileri harmanlayarak beste yapabilir, resim çizebilir. İstatistiklerden yararlanarak hava tahminlerinde bulunabilir. Ancak bir insanın sahip olduğu soyut duygulara erişemez. Ayrıca insan beyninin işlem kapasitesi hala bilgisayarların çok ilerisindedir.
Doğal zekanın aksine yapay zeka yaratıcılık sorununa sahiptir bununla beraber yapay zeka unutmaz, kolay paylaşılabilir, manipüle edilemezdir. Yapay zeka tüm bu görüşlere karşı gelişmeye ve daha ilgi çekici olmayı sürdürecek gibi görünüyor.